İş Kazası Halinde Sigortalının Yapması Gerekenler
İş Kazası Nedir?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 13’üncü maddesi iş kazasını sigortalıların işyerinde çalıştığı esnada, işverenin verdiği bir işi yaparken işyeri faaliyet alanı dışında olduğu sürelerde, işverence tesis edilen bir taşıt ile işyerine yaptığı seyahatlar süresince ve süt izninde bulunan annenin çocuğunu emzirmek amacı ile işyeri dışında bulunduğu sürelerde maruz kaldığı, kendisini hemen ve ya sonradan fiziki ve manevi anlamda engelli hale getiren durum olarak nitelendirmiştir. Bununla birlikte yalnızca hizmet akdi ile işyerinde çalışan kişilerin (sigortalıların) değil aynı zamanda işverenlerinde Kanun lafzında yer alan kriterleri taşıması halinde iş kazası hükümlerinden yararlandırılacağı yönünde hüküm tesis edilmiştir. Bu sebeple yalnızca sigortalıların iş kazası sebebi ile Kanunun saydığı haklardan yararlanabileceği düşüncesi yanıltıcıdır.
İş kazası geçiren işçilerin yapması gerekenler nelerdir?
Sigortalılar iş kazasının vuku bulmasının akabinde kendi imkanları veya işveren imkanları ile en yakın sağlık kuruluşlarına giderek ilgili mercilere başından geçen olayın iş kazası olduğunu belirterek tedavisini olmalıdır. Halk arasında yaygın olan sigortası olmadığı için hastanelere gitmeme ve başına bir şey geleceğini zannetme yanılgısı devletin sunduğu birçok imkandan kişileri mahrum bırakmaktadır. Sağlık hizmeti aldıktan sonra görevli polis memurları tarafından tanzim edilen tutanaklara olayın iş kazası olduğu yönünde kesin beyan verilmelidir. Sigortalının vermiş olduğu beyanlar doğrultusunda sağlık sunucusu olayı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yer bulan kanuni süreler içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmek ile yükümlü hale getirilmiştir.
İş Kazası Beyanı Sonrası Sigortalının Yapması Gerekenler Nelerdir?
Sağlık Sunucularının bildirimi üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği uyarınca sigortalılara ait hizmet tespitlerini Kurumun Kontrol ve Denetim İle Görevli Memurları tarafından yapmaktadır. Bahse konu hizmet tespiti kişilerin beyanlarının yanında işyeri yasal defterlerinin incelenmesi, fiili tespit (Denetmen veya Müfettiş tarafından bizzat işyerinde yapılacak incelemeler), kamu kurumunda elde edilen bilgi ve belgeler ışığında yapılmaktadır. Tam da bu noktada iş kazası geçiren kişilere yürürlükte bulunan mevzuat önemli bir görev yüklemiştir. Kişiler Denetmen veya Müfettiş tarafından yapılan araştırma kapsamında ifade vermek adına Sosyal Güvenlik Kurumuna davet edildiğinde mutlaka işyerinde imza ettikleri ve Kanuni olarak yasal belge kabul edilen dokümanları temin ederek ilgili makama teslim etmelidir. İş kazası olaylarında hizmetlerin tespitinin yapılmasının önündeki en büyük engel çoğu zaman vakit kaybı olarak nitelendirilen hizmet sözleşmesi, fatura ve sevk irsaliyeleri v.b belgeleri sigortalarının imza etmemesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişilerin yukarıda dile getirilen belgeleri ibraz etmemesi sebebi ile hizmet tespiti olayı mahkemeye intikal etmekte ve çoğu zaman delil yetersizliği sebebi ile sigortalı yasal haklarına kavuşamamaktadır.
Sonuç olarak unutulmamalıdır ki iş kazası geçirmiş olmak için sigortalı olmak gerekli değildir. Aksine Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatı uyarınca şahısların iddia ettiği üzere iş kazası geçirdiklerinin tespiti halinde kişiler otomatik olarak sigortalı sayılacaklardır. Tam da bu noktada yukarıda anlatılan süreci takibi halinde kişiler bütün Kanuni haklarına ulaşabileceklerdir.
İçindekiler