Kamu Hizmetlerinin Gördürülme Usulleri
Emanet Usulü
Emanet usulü, kamu hizmetlerinin kamu kesiminde yer alan tüzelkişilere gördürülme usulüdür. Bir başka anlatımla emanet, bir kamu hizmetinin Devlet veya öteki kamu tüzelkişileri tarafından doğrudan doğruya, örgüt ve hizmete tahsis edilen ayni ve şahsi vasıtalarla görülmesi usulüdür. Emanet usulü için belirleyici nitelik, bir kamu hizmetinin doğrudan doğruya Devlet veya öteki kamu tüzelkişilerince görülmesidir. Buna karşılık, bir hizmetin mutlaka kamusal yönetim usulleri ile görülmesi emanet usulünün belirleyici bir niteliği değildir. Kamusal yönetim usullerine tabi kamu hizmetleri gibi özel yönetim usullerine tabi kamu hizmetleri de emanet usulü ile görülebilir.
Ruhsat Usulü
Kamu hizmeti olarak kabul edilen bir faaliyet, eğer İdare lehine tekel konusu yapılmamış ise, bu faaliyet İdarenin vereceği bir izin ile özel kişilere de gördürülebilir. Örneğin, belediyelerin toplu taşımacılık hizmetleri, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi. Ruhsat usulünde, birazdan göreceğimiz müşterek emanet, iltizam, imtiyaz ya da yap- işlet- devret usullerinin aksine, İdare ile bir özel kişi arasında herhangi bir sözleşme yapılmaz. İdarenin tek yanlı olarak vereceği izin ile belli bir kamu hizmeti özel kişiye gördürülür. Ruhsat usulü ile gördürülen kamu hizmetinin asli sahibi ve sorumlusu İdare olduğundan, İdarenin hizmeti gören özel kişi üzerinde geniş bir denetim ve gözetim yetkisi vardır. Eğitim hizmetini örnek alırsak, bu hizmet ruhsat usulü ile özel kişilere gördürülse dahi, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır (AY md. 42/3)
Kamu hizmetlerinin bedelsizliği ilkesi, ruhsat usulü ile gördürülen kamu hizmetlerini de etkiler. Ruhsat usulü ile bir kamu hizmetini gören özel kişinin belli bir kâr elde etmek amacıyla hareket etmesi doğal ise de, bedelsizlik ilkesinin bir uzantısı olarak hizmeti gören kişinin hizmetten yararlananlardan alacağı ücret İdare tarafından belirlenir. Aynı şekilde, kamu hizmetlerinin değişkenliği ilkesi de bu usulle gördürülen kamu hizmetlerini etkiler. Şöyle ki; İdare kamu hizmetinin asli sahibi ve sorumlusu olarak gerekli değişiklikleri yapmaya yetkili olup, hizmeti gören kişinin bu değişikliklere katlanması zorunludur.
Müşterek Emanet Usulü
Bu usul, bir kamu hizmetinin masrafları, hasar ve zararı İdareye ait olmak üzere, gelir üzerinden belli bir pay veya götürü bir ücret karşılığı özel bir kişiye gördürülme usulüdür. Müşterek emanet usulü bugün için terk edilmiştir.
İltizam Usulü
Müşterek emanet usulünün mali konularda uygulanma biçimi olan iltizam usulü, mültezim adı verilen bir özel kişiye götürü veya orantılı bir kazanç ya da ücret karşılığında bir kamu hizmetinin gördürülmesidir. İltizam usulü, bugün terk edilmiştir.
İmtiyaz Usulü
İmtiyaz, İdarenin bir özel kişi ile yaptığı sözleşme uyarınca belli bir kamu hizmetinin masrafları, kâr ve zararı özel kişiye ait olmak üzere, özel bir kişice kurulması ve/veya işletilmesi usulüdür. Bu usulde İdareye imtiyaz veren, hizmeti gören özel kişiye ise imtiyaz sahibi veya imtiyazcı denilmektedir. Görüldüğü üzere imtiyaz, kamu hizmeti imtiyaz sözleşmesi olarak adlandırılan idari bir sözleşme ile verilmekte ve bu sözleşme ya belli bir kamu hizmetinin kurularak belli bir süre işletilmesi ya da kurulmuş bulunan bir kamu hizmetinin sadece işletilmesi için yapılmaktadır. Buna karşılık, belli bir kamu hizmetinin salt kurulması için yapılan sözleşmelerin, örneğin, bayındırlık işlerine ilişkin sözleşmelerin, yargı içtihatlarında idari sözleşme sayılmayıp özel hukuk sözleşmeleri sayıldıklarına daha önce değinmiştik.
İçindekiler