Üniversiteler ve PKK Terörü
Uzun süredir üniversiteler ve pkk terörüyle alakalı yazmak istesem de pırıl pırıl bir genci toprağa vermiş olmanın üzüntüsüyle bir türlü yazmaya cesaret edemedim. 2015-2016 eğitim öğretim yılı açılır açılmaz üniversitelerin karışacağının sinyalleri alındı. Yıldız Teknik Üniversitesinde yemekhanede stand açan öğrencilere PKK’lı öğrenciler saldırdı. Standa asılı Türk bayrağını indirmek isteyen grup 3 öğrenciyi bıçakladı.
Öte yandan Selçuk Üniversitesinde de bir ülkücü öğrenci terör örgütü sempatizanı öğrenciler tarafından tehdit edildiği haberi de 2015-2016 eğitim öğretim yılının en yeni haberlerinden. Haberin görseline buradan ulaşabilirsiniz. Aslında yeni bir şeyler yazmayacağım, eski haberleri derleyip üniversitelerdeki pkk terörüyle ilgili detaylı bir analiz yapacağım. Yazı uzun olacağı için konu içindeki fotoğrafların büyük bir bölümünü linkleyerek sizlere sunacağım.
Ege Üniversitesi ve PKK terörü
Yıllardır Edebiyat Fakültesinin PKK tarafından kamp alanına çevrildiği, her gün son ses açılan PKK/YPG marşları, fakülte işgalleri, terör örgütü bayrak ve sloganları … Ege’ye dair yazmaya hatırladığım ilk olayla başlamak istiyorum. Türk olan her şeyi hedef alan pkklı öğrenciler yemekhanede Ahıska Türkü öğrencilere saldırmıştı.Kafalarında sürahilerin kırıldığı, boyunlarında çatal izlerinin olduğu öğrenciler hastahaneye kaldırılmıştı.Bu saldırının öncesi ve sonrasında benzer saldırılar ülkücü öğrencilere de yapıldı. 23 Aralık 2013 tarihinde üniversitede derslerine giremeyen ülkücü öğrenciler, üniversite dışından da katılımın olduğu 1.000 kişilik bir yürüyüş düzenlediler. Yürüyüşün haberi
Yürüyüş sonrasında rektörlük binası önünde aşağıdaki konuşma yapıldı;
Ardından pkklı öğrenciler 23 Mayıs 2014 tarihinde Soma faciasını bahane ederek Ege Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu binasını işgal ettiler. 38 öğrencinin gözaltına alındığı eylem sonrasında hiçbir öğrenciye ceza verilmezken YDYO binası kullanılamaz hale geldi. İşgal haber ve görsellerine buradan ulaşabilirsiniz.
Fırat Çakıroğlu’nun hedef gösterildiği olayla devam edelim. Atatürkçü Düşünce Topluluğu ve ülkücü öğrencilerin katılımıyla düzenlenen bayrak yürüyüşü sonrasında facebookta “Egede faşist provakasyon var” adlı sayfadan Fırat Çakıroğlu hedef gösterildi. İlgili resim
Ve 20 şubat 2015 tarihinde Fırat Çakıroğlu, profesyonel eğitim almış pkklı öğrenci tarafından üniversite içinde bıçaklanarak katledildi. Rektörlük ve güvenlik görevlileri olayların olmaması adına dört tarafından girilebilen üniversitenin girişine sembolik bir giriş yaptırdı. İlgili resim
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve PKK Yapılanması
Ankara Üniversitesi, ODTÜ, İstanbul Üniversitesi vs. varken ikinci sırada olmaması gerektiğini düşündüğünüz belki de ismini daha önce hiç duymadığınız üniversite. İstanbul’da bulunan MSGSÜ’nün 6.000 öğrencisi var. Geçtiğimiz sene üniversite yalnızca PKKlı öğrencilerin yaptığı etkinlik, astıkları afişlerle anıldı. Biraz onlardan bahsedelim bizde;
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi koridorlarında PKK taziye bölümü
Üniversite kampüsünde PKK’nın sinevizyon gösterisi
Üniversite koridorlarına asılan afişlerde de utanç verici şahıslar yer almakta. 1996 yılındaki eylemde 8 askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan olayın faili ve PKK’nın ilk intihar bombacısı Zeynep Kınacı’nın fotoğrafı ilgili resim
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde terör örgütü propagandasıyla alakalı çok fazla görsel bulunmakta. Hepsini eklemeye lüzum görmedim. Aleni bir şekilde üniversitelerde terör örgütü propagandası yapılırken maalesef rektör, dekan, emniyet gereken önlemi almamaktadır. Bu şahıslar öğrenci değildir, örgütün dağ kadrosuna eleman kazandırmakla görevli birer teröristtir. Buyrun fotoğraftaki şahıs Ağustos 2015’te pkk kamplarına yapılan hava saldırılarında öldürüldü.
Kasım 2015’te Silvan’daki terör saldırıları sonucu ilan edilen sokağa çıkma yasağını bahane eden grup MSGSÜ’de polisle çatıştı ve okul duvarlarına terör örgütünün sloganlarını yazdı. İlgili haber ve görseller
İstanbul Üniversitesi ve PKK terörü
İstanbul Üniversitesindeki PKK yapılanmasıyla ilgili yazıma başlamadan önce Arin Mirkan kimdir? açıklamak gerek. Bu resimdeki kadın Arin Mirkan. 2014’ün ekim ayında Kobane’de IŞİD’e karşı canlı bomba eylemi gerçekleştiren kadın. Kobane PKKlılar için bir dönüm noktasıydı. Hayali tarih ve kahraman yaratmak adına güzel bir fırsat. Bu fırsatlardan faydalanarak sloganlara isim olacak kahramanlar yarattılar. Bunlardan biri de Arin Mirkan’dı. Daha önce ismini duydunuz. Suruç’ta “Arin’den Sibel’e yürüyoruz zafere” sloganıyla bir canlı bombayı savunan grubun ironik bir şekilde hayatlarını kaybetmesi… Konu çok dağılmadan üniversiteler ve PKK terörüyle ilgili yazıma devam ediyorum.
Bu görüntüler 2015 yılında İstanbul Üniversitesindeki nevruzdan. Bu sebeple Arin Mirkan’a kısaca değinmek zorunda kaldım. Baharın gelişini canlı bombayla kutlayan üniversite öğrencileri sizi de garip gelmiyor mu?
Bu fotoğraf da yine İstanbul Üniversitesinde çekildi. Fırat Çakıroğlu’nun katili terör örgütü üyesi Nurullah Semo’ya selam yollanıyor. Tüm toplumsal olayları kullanan üniversitelerdeki terör örgütü sempatizanı gençler Nevruz, 8 Mart, Soma faciası vb. olayları kullanarak işgaller, eylemler yapmaktadır.
Birazdan izleyeceğiniz video İstanbul Üniversitesi rektörlük binasının arka tarafı, Türkiye’nin en büyük hukuk fakültesinin bahçesinde çekildi. 20 Mart 2015 tarihinde çekilen videoda terör örgütü sempatizanı öğrencilerin bir ağızdan söylediği marş kan donduran cinsten.
Halay sırasında bir ağızdan söylenen marş PKK’ya ait. Sözleriyse şu şekilde;
“Ellerinde Bixiler,
Düşüyor Skorskyler
Ellerinde Doçkalar
Düşüyor tüm Kobralar”
Partileri PeKeKe
Vuruyor APOcular
Orduları HPG
Vuruyor APOcular
Önderleri Öcalan
Geliyor APOcular
Vuruyor APOcular
Siz dağda biz şehirde
Vuruyor YPGH
Ellerinde fişekler
Düşüyor Ülkücüler
Ellerinde sopalar
Ağlıyor güvenlikler”
Üniversitelerdeki pkk oluşumlarını şu şekilde gözlemleyebiliriz;
1- Doğu kökenli öğrencilerle arkadaşlık kurmak,
2- Hazırlık bölümlerinin bulunduğu binada etkin görünmek ve bu şekilde örgüte üye toplamak,
3- Felsefe, sosyoloji vb. öğrenci kulüpleri kurmak,
4- Üniversite öğrencilerinin tepkisini ölçmek,
5- Öğrencilerin nabzı yoklanır, karşı çıkan, tepki gösteren olmazsa eylemler artarak devam eder. Bu süreçte Öcalan’ın posterleri üniversitenin duvarlarına asılır.
6- Öğrencilerin sessiz kalması demek öğretim görevlilerinin de seslerini çıkaramayacağı anlamına gelir. Bu süreçte üniversiteyi sahiplenirler. Kimse onlara karşı çıkamaz. Disiplin müeyyidesi onlar için uygulanmaz.
Marmara Üniversitesi ve PKK terörü
Göztepe Kampüsü ve Haydarpaşa Kampüsü PKK’nın etkin olmaya çalıştığı yerler. Fırat Çakıroğlu’nun katledilmesinin hemen ertesi günü PKK’nın gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) sosyal medya üzerinden çağrılarda bulunuyor. İlgili resim
Daha da ötesi var. Göztepe kampüsünde okuyan ülkücü öğrencilerin fotoğrafları duvarlara asılıyor ve resimlerin altına “hesap vereceksiniz” yazılıyor. Fişlemeyle ilgili görsel
Hukuk Fakültesinin bulunduğu Haydarpaşa Kampüsü’nde de benzer olaylar yaşanıyor. Kampüste işler öyle bir duruma geldi ki milliyetçi öğrenciler sınavlara ancak milletvekili gözetiminde giriyor. Üniversite senatosu terör örgütü sempatizanı öğrencilere ceza veremezken çözümü ülkücü öğrencilerin farklı bir salonda sınava girmesinde buldu. Bu fotoğrafta bir dönem İçişleri Bakanlığı yapan Meral Akşener de var.
Akşener, ülkücü öğrencileri sınav bitimine kadar koridorda bekledi. Yazdıklarım yalnızca kelimelerden ibaret değil arkadaşlar. Ceza müeyyidelerinin uygulanması gerekirken yahut polis gözetiminde sınava girilmesi gerekirken üniversite yönetimince hiçbir önlem alınmamıştır.
Ankara Üniversitesi ve PKK
DTCF, İletişim Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesinde terör örgütü üyelerinin etkin olduğunu söylemek mümkün. Öyle ki Siyasal Bilgiler Fakültesinde “Türkiye’de Siyasal Hayat ve Kurumlar” dersi hocası Barış Ünlü 2015 yılı final sınavında öğrencilere terör örgütü lideri Öcalan’ın “Kürdistan devriminin manifestosu” ile ilgili soru sordu. İlgili sorunun fotoğrafı haber metnini aramama rağmen bulamadım ancak YÖK başkanı Yekta Saraç’ın twitter hesabına göz atarken konuyla ilgili bir tweet buldum.
Üniversitelerimizi aykırı fikirlerin barınabildiği emin bir liman haline getirmek arzusundayız.
— M. A. Yekta Saraç (@yekta_sarac) 22 Ocak 2015
Üniversitelerde yaşanan olayları medyanın “sağ ve sol görüşlü öğrenciler çatıştı” şeklinde sunması herkesi rahatsız ederken YÖK başkanının da benzer açıklamalar yapması konuyu takip edenleri şaşırttı. Fırat Çakıroğlu’nun Ege Üniversitesinde katledilmesinden 1 gün sonra Yekta Saraç’ın sosyal medyada yaptığı paylaşımda terör örgütü sempatizanı öğrencileri farklı fikirli öğrenci olarak görüyor.
Konuyu dağıtmadan Ankara Üniversitesi ile ilgili habere devam ediyorum. Aşağıdaki fotoğraf Siyasal Bilgiler Fakültesinde çekildi. Nevruz ve Abdullah Öcalan posteri…
Maalesef bu olayları haber sitelerinde de yer almıyor. Bu konuda teşekkür etmek istediğim iki kişi var. İlki terör örgütü ve üniversiteler ile ilgili çalışmalarıyla tanınan Batuhan Çolak. Yeri gelmişken Batuhan Çolak’ın “Terör Kıskacında Üniversiteler” kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bir diğer teşekkür etmek istediğim kişi de Servet Avcı. Medyada ülkücü öğrencilere sahip çıkan tek köşe yazarı diyebiliriz. Servet ağabeyin Cebeci’de devlet var mı? başlıklı yazısını okumanızı isterim. Ülkücü öğrencilerin infaz listelerine alındığı, sınavlara farklı fakültede girebildikleri yerdir Mülkiye. Bunun ötesi var mı? Evet var.
2015 yılı inek bayramı şenliklerinde terör örgütünün gençlik yapılanması YDG-H sahneyi bastı ve üniversitede okuyan öğrencileri tehdit etti.
Gelelim DTCF’ye. Türkiyenin en fazla tatil yapan okulu. 2014-2015 senesinde çıkan olaylar nedeniyle eğitime 20 gün ara verildi. Öncelikle Radikal Gazetesinin bu haberiyle konuya başlamak istiyorum. Radikal, DTCF’de asılan pankarta öcalan posterinin photoshop ile sonradan eklendiğiyle ilgili bir haber yaptı. Yeteri kadar dökümanım olmadığı için fotoğrafta yer alan posterin sonradan eklenip eklenmediği hakkında bir fikrim yok. Ancak haberin bilinçli bir şekilde yapıldığı belli. PKK’nın sözcülüğünü yapan bazı medya kuruluşlarının “pkklılar yere izmarit bile atmıyor, çok çevreciler” haberiyle örtüşecek cinsten bir haber. Anayasada açıkça suç sayılan eylemlerin üniversitelerde yapılması ve örgüt liderinin boy boy posterlerinin asılması Radikal Gazetesinde haber niteliği taşımazken yapıldığı iddia edilen photoshop ile pkk’nın üniversitedeki eylemleri meşrulaştırmak istenmektedir.
Bir çoğumuz DTCF’yi 3 Nisan 2012 olaylarıyla hatırlıyor. Bilmeyenler için;
Yemekhanede dahi olayların çıktığı, cam şişede içecek satışının yasaklandığı, her iki grubunda farklı kantinleri olduğu, işgallerin yapıldığı, eğitimin durma noktasına geldiği DTCF’de gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. DTCF’ye dair çok fazla benzer haber olduğu için fakülteyle ilgili yazıyı daha fazla uzatmayacağım.
Güncelleme: 31 Mart 2016
Bugün çıkan olaylarda orta bahçeden PKKlı bir öğrenci “Hepinizi Fırat Çakıroğlu gibi yapacağız” diye bağırdı!
ODTÜ ve PKK terörü
ODTÜ’nün terör örgütüyle ilgili bağlantısı noktasında ikilemde kaldım. Özellikle son 2-3 yıldır ODTÜ’de terör örgütüyle ilgili çok az olay çıkıyor. Ya da artık Türkiye’nin en başarılı üniversitesi ODTÜ’den bir beklentimiz kalmadı. Başarı ve beklenti paradoksu yanlış anlaşılmasın. ODTÜ halen dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasına giren bir üniversite. Ancak öğrencilerinin terör örgütüyle anılması gerçekten hoş değil. Artık insanların ODTÜ’den beklentisi kalmadı. Özellikle Göktürk-2 uydusunun fırlatılmasında çıkan olaylardan sonra bazı medya kuruluşlarının “ODTÜ öğrencileri bilime karşı” mesajı vermeye çalıştığını gördüm. Çıkan olayların meşruluğunu savunmak kadar “ODTÜ’nün tüm bireylerini bilim karşıtı, savaş yanlısı göstermek de yanlıştır.
Bir de Ankara’da genellikle şöyle bir durum var: Hacettepe, ODTÜ ve Ankara Üniversitesinde çıkan tüm olaylara birlikte gidiliyor. Bunu hem Ankara Üniversitesinde hem de Hacettepe’de okuyan arkadaşlarımdan teyit ettirdim. Konuyu nasıl kanıtlayabilirim diye kendi kendime sorarken imdadıma dönemin milletvekili Lütfü Türkkan yetişti.
Göktürk-2 uydusu fırlatış töreninde ODTÜ’de çıkan olaylarda birçok öğrenci yaralanmıştı. Yaralananlar arasında öğrenci kollektifi üyesi Barış B.’de yaralanmış ve Lütfü Türkkan da Ankara Hukuk öğrencisi Barış’ı hastahanede ziyaret etmişti. Bir Ankara Üniversitesi öğrencisinin ODTÜ’de ne işi var? Aynı dönemde milliyetçi öğrencilerin ziyaretine gitmeyen Türkkan hakkında da birkaç şey yazmak isterdim ancak konuyu daha fazla dağıtmak istemiyorum.
Bu fotoğraf 2010 yılında ODTÜ şenliklerinde çekildi. Olayların içyüzü burada anlatılmış. DTCF ile ilgili yazıda Radikal’in “photoshop” yönlendirmesine değinmiştim. Şimdi de “Rotahaber” internet sitesinin benzer yönlendirmesine değineceğim. PKK’nın haber ajansı Fırat news’te çıkan “PKK sitesinde montaj fotoğrafla provokasyon” başlıklı yazıda bir görsel paylaşılmıştı. İlgili görsel
Rotahaber’in ilgili haberine buradan ulaşabilirsiniz. Bu arada aynı montaj yönlendirmesini “İnternethaber” de yaptı. İnternethaberin ilgili haberine buradan ulaşabilirsiniz. İlgili görselin montaj olup olmaması rotahaber ve internethaberi ilgilendirmiyor. Bu haber algı operasyonunun bir parçası. Çözüm sürecinde vatandaşa her şey iyi gidiyor havası yaratılmaya çalışıldı. Bu görsellerle bile kanıtlanabilir. Bakınız bu görsel ODTÜ’den. PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H’ye ait pankart. İlgili videoyu buradan izleyebilirsiniz.
Hacettepe Üniversitesi ve PKK terörü
Ankara Üniversitesi ve ODTÜ’den sonra Hacettepe Üniversitesi de PKK terörünün hedefine girmiştir. 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi öğrencileri tarafından düzenlenen Çanakkale Şehitlerini Anma Toplantısında pkklı öğrenciler, toplantıya katılan öğrencilere saldırmıştı. Saldırı sonrasında bina ve otobüs duraklarının camları kırılmış duvarlara terör örgütünün sloganları yazılmıştı. Bu görsel onlardan bir tanesi. Ancak utanılması gereken fotoğraf karesi alt tarafta;
Bu fotoğraf 2015 yılında Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsünde çekildi. Nevruzu bahane eden pkklı öğrenciler kampüse Abdullah Öcalan’ın büyük bir posterini asıyor. Polis yok, dekan yok, rektör yok çözüm süreci var.
Dahası var. Bu görüntülerin hemen ardından Hacettepe Üniversitesi rektörünün çarpıcı bir açıklaması var. Öğrenciyle diyalog şu şekilde geçiyor.
– Öğrenci: “canımız tehlikede, her gün satır ve sallamalar ile ülkücü öğrencilere saldırılıyor”
– Rektör: Üniversitemizin geleceği için bazı bedeller verilmek zorundadır”
Terörizmin okullarda nasıl barındığının resmidir bu. Lütfen 1 dakika 47 saniyelik bu videoyu sonuna kadar izleyin.
Hep çirkin şeylerden bahsettik. Biraz da Hacettepe öğrencilerinin dik duruşundan bahsedelim.
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri Öcalan posterinin asılmasının ardından Beytepe Kampüsünde bayrak yürüyüşü düzenledi. Terörizmin Hacettepe’de barınamayacağının resmidir bu yürüyüş;
Dicle Üniversitesi ve PKK
Doğu ve Güneydoğu’da bulunan üniversitelerde mücadele farklı bir grup arasında devam ediyor. Olaylar daha çok Kutlu Doğum Haftasında çıkıyor. Örneğin Dicle Üniversitesinde Kutlu Doğum için stand açan öğrencilerin standına pkklı öğrenciler tarafından saldırı düzenlendi. Olaylar sonrasında BDP/HDP milletvekilleri de üniversiteye giderek konuşma yaptılar. İlgili görsel
Konuyla ilgili üzüldüğüm konulardan biri de olayların daha çok Ziya Gökalp Eğitim Fakültesinde çıkması.
Fakülte kantininde YPG/PKK’lı teröristler için taziyeler yapılıyor.
Konuyla ilgili başka bir görsel
Muğla Üniversitesi ve PKK
Hemen bir videoyla başlayalım. Buradaki videoda terör örgütü sempatizanı öğrencilerin Nevruz’u nasıl kutladıklarını görelim. Aynı güruh Sıtkı Koçman Üniversitesinde 2013 yılında “Öcalana özgürlük kürtlere statü” pankartı açmıştı.
Mersin Üniversitesi ve PKK
Mersin Üniversitesinde de nevruz kutlamalarında terör örgütü lideri Öcalan lehine sloganlar atıldı.
Boğaziçi Üniversitesi ve PKK
Bu görüntüler de Boğaziçi Üniversitesinden. PKK’nın üniversitelerde bu kadar etkin görünmesinin elbet başka bir nedeni de var: öğrenci olmayan kişiler. Bu kişiler istedikleri zaman rahatça üniversiteye girebilmektedirler. Yalnızca “ölüm” olduğunda “tedbir” alan rektör, dekan ve polise buradan sesleniyorum. Yakında üniversitelerde bomba dahi patlayabilir. Bunu görmek için kahin olmaya gerek yok. Karşımızda Hasan Şimşek ve Fırat Çakıroğlu gerçekleri var. Öğrenci, öğretim görevlisi, rektör, polis kısacası her bireyin bu gerçeğin farkında olması gerek. “Tedbir yoksa ölümler olacaktır.”
Sizden ufak bir ricam var. Bu yazıya herkesin ulaşabilmesi için lütfen sosyal medyada paylaşın.
Yanlış bir bilgi varsa [email protected] e-posta adresine mesajınızı iletebilirsiniz.
*** Yazıdaki görsellerin bir kısmı haberdokuz.com sitesinden alınmıştır. ***
Saygılarımla…
İçindekiler