Yeni Üniversite Kurulması ve Özeleştiri
2014 verilerine göre 108’i devlet, 73’ü özel olmak üzere 181 üniversite bulunmakta. Her sene de yeni üniversitelerin kurulması ülkemizdeki üniversite sayısını arttırmakta. Özellikle 2007 yılında 5662 sayılı kanunla kurulan 17 üniversiteyle birlikte hızlı bir şekilde şehirler üniversite şehri olma yolunda ilerledi.
Üniversiteler günümüzde maalesef eğitim, öğretimden ziyade esnafı kalkındırmaya yönelik açılmaktadır. Yahut futbol kulüplerinin prestijlerini arttırmak amacıyla kurulmaktadır. Amiyane tabirle Türkiye’de önüne gelen üniversite açmak istemektedir. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş arasındaki çekişme üniversitelerde de boy göstermekte. Galatasaray Üniversitesi’nin varlığı Fenerbahçe ve Beşiktaşlı yöneticileri rahatsız etmiş olacak ki her iki kulübün de yöneticileri şuan üniversite için arazi aramakta.
Esasen 3 yeni üniversite kuruldu haberi yapacaktım ancak ülkemizdeki genç işsizlerin oranı dünya ortalamasının çok çok üstünde olunca açılacak üniversiteleri eleştirel yönden ele alan bir yazı yazmak istedim. Bandırma 17 Eylül, İskenderun Teknik ve Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitelerinin kurulmasına ilişkin meclise sunulan kanun teklifi bugün kabul edilmiş. 2015 yılı sonuna kadar Türkiye’de üniversite sayısınun 200’ü geçmesi bekleniyor. Haliyle bu kadar üniversitenin açılması da bazı soruları beraberinde getiriyor.
1-) 200 üniversite için gerekli olan öğretim görevlileri nasıl bir eğitimden geçiyor. Üniversitede hocalık yapmak için yeterli donanıma sahipler mi?
2-) Üniversite okumak artık sıradanlaştı. Neredeyse bütün üniversitelerde İİBF, Hukuk, Mühendislik Fakültesi bulunmakta. Hatta üniversitelerin yarısından çoğunda ikinci öğretim programları da var. Geçtiğimiz günlerde Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri okulla ilgili şikayetlerini dillendiriyorlardı. Fakültede sınıflar en fazla 200-300 kişilikken bir dersi 1000’e yakın öğrencinin aldığı söyleniyor. Bazı derslerde öğrenciler ayakta dinliyor dersi. Buna birkaç örnek daha verebiliriz. Ankara ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde sınıflar öğrenciler için küçük gelmekte. Üniversitelerde çözümü devam zorunluluğunu kaldırarak çözmeye çalışmaktadır.
3- Şuan ülkemizde 400.000 İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu işsiz bulunmakta. İşin ilginç yanı bu denli çok mezun verip az alımı olan bir fakülte bütün üniversitelerde bulunmakta. Mühendislik, mimarlık alanında gelişim amacıyla açılan KTÜ, ODTÜ gibi teknik üniversitelerde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bulunmakta. Hatta ve hatta Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi bulunmakta. Özel okullarda hukuk okumaya değinmeye bile gerek yok. Üniversiteye giriş sınavlarında 120 soruda 20-30 doğru yapan ve biraz da parası olan özel üniversitede hukuk okuyor. YÖK bu sene taban puan uygulaması getirsede sorunu çözmek için yeterli taban puan şartı getirilmedi bana göre.
4- Her 4 üniversiteliden biri işsiz. Araştırmacıların yalancısıyım, bana göre her 4 üniversiteliden 2’si işsiz diğer ikisi de zaten friksiyonel işsiz olarak tanımlanıyor.
5- Çalışmayan Üniversite Mezunu kadınlarda dünya birincisiyiz. Eğitimimiz o kadar kalitesizleşiyor ki Afrika ülkelerinden bile geri kalmışız. Bir üniversiteli ve vatanını seven birey olarak bunları yazmak, öz eleştiri yapmak gerçekten çok zor fakat bunlara toplum olarak değinmezsek gelecekte çocuklarımız için daha çok kaygı duyacağız. Bu sebeple üniversitelerde eğitim kalitesinin artması ve işsizliğin azalması için fikirlerimi yazacağım.
– Öncelikle üniversitelerimizde ikinci öğretim programlarının tamamını kapatmalıyız.
– Ardından teknik üniversitelerde yalnızca teknik üzerine bölümler kalmalı. Örneğin ODTÜ’de bulunan eğitim fakültesini kapatmalıyız. Yahut KTÜ’de bulunan Hukuk Fakültesini kapatmalıyız.
– Yeni üniversite kurulması için ince eleyip sık dokumalı. Özellikle YÖK, bu konuda çok hassas davranmalı.
– Bunlar işsizlik için bir çözüm değil ama üniversite kazanmayı artık zorlaştırmalıyız. Her önüne geleni üniversiteye almak eğitim kalitemizi günden güne düşürmektedir. Bunun bir örneğini dünya sıralamasındaki üniversitelerde görmemiz mümkün. ODTÜ, yıllardır dünyanın en iyi 100 üniversitesine girerken 2015 yılındaki sıralamada ilk 100’e alınmadı. Brezilya, Japonya gibi ülkelerde kurulan yeni üniversiteler bile ülkemizin göz bebeği olan ODTÜ’yü geçmiş durumda. Acilen üniversitelerle alakalı çözümler üretilmelidir.